20 Temmuz 2023 - Perşembe
Zengazur koridoru yakın tarihi ve üzerinden oynanan oyunlar
Acaba bilmezler mi Azerbaycan tarihinde İslam öncesi kurulan “ALBAN” devletinin Oğuz Türklerine mensup, Hristiyan inancına sahip olduğunu ?
Yazar - Hikmet Elp
Okuma Süresi: 7 dk.
Hikmet Elp
hikmetelp84@gmail.com -Acaba bilmezler mi Azerbaycan tarihinde İslam öncesi kurulan “ALBAN” devletinin Oğuz Türklerine mensup, Hristiyan inancına sahip olduğunu ? 664 Yılında ( Halife Ömer dönemi ) İslam orduları Alban devletini kılıçtan geçirirken, HıristiyanTürklerin Ortadoks kiliselerini de gizlice anlaştıkları Gregoryan Haylara teslim ettiğini...
Tarihi Azerbaycan topraklarının batı kanadının önemli bir parçası olan Zengezur Mahalı, Çarlık Rusya’nın idaresine girmeden önce, Revan hanlığının ( bu günkü Ermenistan toprakları ) güney sınırlarını oluşturmaktaydı. Tıpkı Revan ( Erivan) gibi çoğunluğunun Türk ve Müslüman nüfusa mensup olduğunu söylememiz gerekir. Çarlık Rusya‘nın hileli siyasetinin sonucu olarak, bölgede etnik baskı ve dışarıdan getirilen Ermenilerin yerleştirilmesi ile başlayan, yüz yıllık bir sürece yayılan oyun, 20. Yüz yılın başlarına kadar 1/5 ile ¼ arasında Ermeni nüfus potansiyeline ulaşmıştır.
Tüm İslam Coğrafyasının 16. Yüzyıldan itibaren teknik ve bilimden uzaklaşmasının sonucu olarak, Osmanlı ve Safevi gibi devletlerimiz zaafiyetler yaşadığı 300 yıllık dönemin sonucunda, bilim ve tekniği merkeze koyan Batı ülkeleri ile paralel bir gelişme gösteren Rusya elbette sömürgeci siyaseti ile bu bölgelerde etkinliğini artırmış, kalıcı olabilmek için de yukarıda sözünü ettiğimiz etnik dengeler üzerinde çalışmalar yapmıştır. Ne acıdır ki yine bu bölgede bizlerle iç içe yaşamakta olan Hıristiyan topluluklar içinde Rusya’nın kullanımına en uygun davranış sergileyen “PİYON” Ermeniler olmuştur. ( Dikkatinize sunmak isterim ki; bölgede var olan tüm Hıristiyan toplumunu Hay / Ermeni göstererek, en büyük hataya düşen bizleriz ki “Hiç mi Hristiyan Türkler yoktu! ?” Bu konuyu başka bir yazımda kaleme almayı düşünüyorum.)
1. Dünya Savaşı sonrasında, Çarlık Rusya Bolşevik ihtilali ile dağılma sürecine girerken; Osmanlı İmparatorluğu kazanan güçlerce paylaşılmaya başlanmış, bölgede bulunan Ermeniler de kazanan güçlerce ( Rusya, İngiltere, Fransa ) silahlandırılarak, Türk ve Müslümanlar üzerine terör ve de sindirme harekatına girişmiştir. Elbette Anadolu’da imparatorluk bakiyesi Anadolu Türkleri böylesine oldu-bittilere karşı azimle direnirken, bir asır Çarlık Rusya egemenliğinde kalan Azerbaycan’ın Kuzey ve Batı kesiminde silahtan arındırılmış Türk ve Müslüman kesim, silahlandırılmış Ermeni Çeteleri tarafından katliama ve soykırıma maruz bırakılmıştır. Terör karşısında çaresiz ve savunmasız kalan ahali, ( Batı Azerbaycan’dan ) çoluk - çocuğunu kurtarmak için Anadolu’nun içlerine doğru çekilmeye mecbur bırakılmıştır. İşte !bu yoğun göçlerin sonucu, kalanların da sindirilmesiyle, kadim Türk yurdu - Revan Hanlığı üzerinde tarihte ilk kez ( 28Mayıs 1918 ) suni bir Ermenistan devleti var edilmiştir.
Söz konusu Ermenistan Cumhuriyetinin topraklarının tamamı doğudan ve Güneyden Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, Kuzeyden kısmen Gürcistan, Batıdan ise Türkiye Cumhuriyeti ihatasında kalmış, her üç devletten toprak talebi olan Ermenistan’ın dış dünyaya çıkış yolu kalmamıştır. Bölgenin Kuzeyinde Çarlık Rusya imparatorluğu yıkılmış, SSCB kurulmuş, Çarlık Rusya topraklarının kendine ait olduğu savı ile Kafkasya’daki üç ülkeyi de tekrar işgal etmiştir. Bu işgalleri fırsata dönüştürmek isteyen Ermenistan, Moskova’nın desteğini arkasına alarak, Karabağ’ı ve Zengezur Koridorunu topraklarına katma talebinde bulunmuş, kapalı kapılar ardında, her ne kadar verilmiş olsa da Sovyet Azerbaycan Cumhuriyeti parlamentosunda kabul görmeyerek, reddedilmiştir. Bunun üzerine 1921 tarihinde, Sovyetler Birliği Duma’sında alınan bir kararla, Karabağ Azerbaycan’a bağlı özerk bir cumhuriyet, Zengezur Koridoru (Batı Zengezur ) Ermenistan’a bırakılmıştır. Nahçıvan ise Dünya’da eşi-benzeri görülmemiş bir şekilde, Azerbaycan toprak bütünlüğünden koparılarak, özerk bir statü verilmiştir. ( Bu gün bile; bir ülkenin iki parçaya bölünmüş haliyle, kara,deniz ve hava yolu bağlantısının olmadığı bir örneği yoktur ki, bu da Birleşmiş Milletlerin utanç abidesi olarak tarihe geçmiştir.
Son günlerde sansasyon diyebileceğimiz bir oyun sahneye konulmaya başlanmıştır: Geçtiğimiz yıl, yaklaşık bir yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’da, “ Göyçe - Zengezur Türk Cumhuriyeti”nin kurulduğu haberini duyduğum zaman, şaşkınlığımı gizliyememiş, “ Bu da nerden çıktı ? ” diye söylenmiştim. Cumhurbaşkanı sıfatı ile açıklama yapan Rızvan Talibov’u sosyal medyadan tanıyordum ve Ankara’da ilan edilmesi sebebiyle Türkiye yönetiminin arkasında olabileceği ihtimalini düşündüm ancak, öyle olmadığını görünce de Zengezur Koridoru üzerine yeni oyunlar kurulduğu düşüncesi aklımdan geçmişti. Rızvan Talibov’u az da olsa tanıyordum fakat, onun böyle basit bir oyunun parçası olabileceğine ihtimal vermiyordum. Nihayet oyunun ikinci perdesi bu günlerde açıldı ve pis kokular burnumuza gelmeye başladı.
Aldığımız duyumlara göre; bu günlerde Zengezur Koridoru’na dışarıdan getirilen Kürt grupları yerleştirilmeye başlanmış, Azerbaycan Cumhuriyetine karşı fitne hazırlığı içinde olan “ İran İslam Cumhuriyeti ! ” yönetiminin bu işin arkasında olduğu söylenmektedir. Ermenistan’la birlikte açıkca harekat etmeye başlayan İran yönetiminin maksadını artık bilmeyen kalmadığı için anlatmaya gerek görmüyorum.. “ At izinin it izine karıştığı ” sözü tam da burada yerine düşer sanırım. Çoğunluğu Müslüman olan, Azerbaycan Cumhuriyetine karşı, Hıristiyan / terörist Ermenistan’ı destekleyen İran, bu saatten sonra ne söylerse söylesin, inancım gereği daima yanında olmaktan çekinmediğim beni bile inandıramaz...
Şunu da vurgulamakta fayda görüyorum; İran politikalarına karşı olmak, İslama karşı olmakla aynı şey değildir. İslam inancının doğru algılanmadığına ve uygulanmadığına inanıyorum.
Yorumlar (0)